Risale-i Nur Okumaları Usûle Dair

Delil-i İnayet

“Kün” emirleri: Kainattaki kast ve hikmeti işaret eden yaratma kanunları

“Evet, fünun-u kâinat bitamamiha mevcudatın silsilelerindeki halkalardan asılmış olan mesalih ve semeratı ve inkılâbat-ı ahvalin telâfifinde saklanmış olan hikem ve fevaidi göstermekle Sâniin kast ve hikmetine parmakla şehadet ve işaret ettikleri gibi, şeyâtîn-i evhama karşı birer necm-i sâkıptır.”

“Evet, fünun-u kâinat bitamamiha mevcudatın silsilelerindeki halkalardan asılmış olan mesalih ve semeratı”

Nursi, konuyu mesalih ve semarata getirmiştir. Her şeyde sadece nizam bulunmaz, başka maslahatlar da yer alır. Musluk örneğinde olduğu gibi sağa çevirdiğimizde su akar sola çevirdiğimizde su kesilir. Burada bir nizam vardır ve bu nizamın çok faydaları bulunur. Kullanmadığım zaman musluktan su akmaz. Musluk sistemi ırmaklarda bulunmaz. Dağların üst kısımlarından aşağıya doğru akan sulara, şimdi akmasın daha sonra kullanacağım, gibi bir talepte bulunamayız. Çünkü o nizam ırmaklarda uygulanmamıştır. Ama orada nizamsızlık var, anlamına gelmez. Hem ırmağın devamlı akmasında ve hem de musluğun nizamında maslahatlar, kasıtlar, semeratlar vardır.

“İnkılâbat-ı ahvalin telâfifinde saklanmış olan hikem ve fevaidi göstermekle”

Maslahatlar ve kasıtlar, insanın veya kainatın varlığı için faydalıdır. Güzel sonuçlarına baktığımızda her değişen halin içerisinde kat kat yaprakların arasına sıkışmış çok güzel semereler vardır. Bir yılda dört mevsim var, bunlar sürekli değişiyor. Lahananın yaprağının katmanları gibi bahar katmanı var, sonra yaz katmanı geliyor, onu sonbahar katmanı takip ediyor, daha sonra kış katmanı geliyor. Üst üste konmuş dört tane yaprak gibi her birinin arasına sıkışmış hikmet ve faydalar var. Havaların, suyun durumu, dünyanın konumu ve hareketleri, toprağın oluşumuyla ilgili faydalar hakkında ciltlerle kitaplar yazılıyor. Dünyanın güneşin etrafında daire değil de elips şeklinde dönmesinde binlerce fayda ve maslahat bulunuyor. Her yerde binlerce hikmet vardır, bir yeri incelemek yeter ama ne kadar incelersek o kadar çok değişik hikmet tecellisini görüyoruz. Bütün bunlar insanın varlık nedeniyle sorgulama duygularını tahrik ediyor. “Dünya kendi kendine olup gidiyor” zannederek yaşıyoruz. Her gün böyle olacak sanıyoruz, arkadaşımızla konuşurken “Yarın mutlaka geleceğim, mutlaka şunu yapacağım” diyoruz ama bazıları gelemiyor. Bunların da bir hikmeti var. Uykuya dalmış duygularımızı düzenli bir şekilde belli bir maksada götürecek şekilde kullanabilmek için sarsmamız gerekiyor. Bu dünyada tasarrufta bulunanın ben olmadığıma dair, insani duygularıma mesaj gönderiliyor. Bu durum da insan için hikmetli ve faydalıdır.

“Sâniin kast ve hikmetine parmakla şehadet ve işaret ettikleri gibi”

Her bir fen dalı kainatı çalışır, maslahatların ortaya çıkmasına vesile olur. Kainat, “kün” kanunları bütünüdür. Laboratuvarlarda çalışan insanlardan bir kısmı, insanlara faydalı olmak için varlık alemini çalıştıklarını, söylüyorlar. Ama atom bombasına veya silah sanayine hizmet ediyorlar da olabilirler. Kimi bilim adamları da statü, maaş, kimlik, güzel bir emeklilik imkanları için çalışırlar. Bu çalışmaların politik ve sosyal yönleri de bulunur. Said Nursi ise bu kainatı çalışanlar için şunları söyler: “Farkında olsanız da olmasanız da siz kainatı çalışmıyorsunuz, kainatın Yaratıcısının, Sanatkarının, Tanzim Edicisinin kast ve hikmetlerini işaret eden yaratma kanunlarını, “kün” emirlerini bize gösteriyorsunuz.” Bu çalışanların bazılarını, kendisi yemeyip bize ikram eden kölelere benzetebiliriz. Kainatı çalışırlar ama kainatı çalışırken “kün” emirini çalıştıklarının farkında değillerdir, ondan kendileri için faydalanmıyorlar, maaş almak, itibar sahibi olmak gibi dünyevi menfaatlerle yetiniyorlar. Şuur sahibi insanlar da bu çalışmaların sonuçlarından “kün” emirleriyle Saniin kast ve hikmetine işareti görecekler.

Kast ve hikmeti gösteren işaretler ortaya çıktıkça fünun denilen kainatı inceleme işlemi “şeyâtîn-i evhama karşı birer necm-i sâkıptır.” Kainat kendi kendine tesadüfen oluşmuş, kaostan düzen ortaya çıkmış gibi şeytani vehimleri ve o vehimlerin asılsızlığına karşı şahitlik yaparlar. Necm-i sâkıp, kelimesi Kur’an’da da geçer. Şeytanları haklı çıkaracak bahanelere karşı, kainattaki “kün” emirlerini ortaya çıkmalarına vesile olmak suretiyle Yaratıcının tanınmasına yardımcı olur ve şüpheleri ortadan kaldırırlar. Önümüze hangi fizik kitabını, hangi biyoloji kitabını  alırsak alalım hepsi kurallarla konuşur yani genel kurallar koyarlar. Hala kainatın, kendi kendine tesadüfen olabileceğini iddia etmek için insan olmamak gerekir. Kainatın bilinen tarihi boyunca hiç istisnasız, hiçbir tesadüf eseri görülmeyen, her yerde her şeyin mutlak düzen içerisinde var olduğunu inceleyen fen ilimleri şeytanların vehimlerini ortadan kaldırır. Zerreden yıldızlara kadar her yerde formülleri, prensipleri koymak suretiyle fenlerin kendileri “Kainatta tesadüf yok” diye ilan ederler.

Said Nursi buraya kadar delil-i inayetin girişini yaptı. Kelam ilminde de delil-i inayet işlenmiştir ama Nursi, farklı yaklaşımı ve ele alış tarzıyla konuyu güncellemiştir.

Yazar hakkında

Ali Mermer

Yorum yazın

2 Yorum

  • İslam tarihini az çok okuyoruz ,sohbetler dinliyoruz,flmler seyrediyoruz. Fakat bu bilgi yığınını böyle anlamlı bir şekilde düzenleyip sıralayan bu sıralamadan,bu düzenden şu an içinde bulunduğumuz kaos için yol haritası çıkaran yazılara pek rastlayamıyoruz. Allah razı olsun.  Tarihi değerlendirmekte usul arayışında olmazsak günümüzü düzene sokmak için de tabiri caizse paldır küldür davranıyoruz. Allah razı olsun . Ben yazıdan çok yararlandım.