Risale-i Nur Okumaları Usûle Dair

Hacc’ın Anlamı

Haccın hikmetlerine bir başka örnek de; başını ve yüzünü örtmek zorunda olmaman, çünkü saklayacak bir şeyin yok, nasıl olsa sen bilinmeyensin. Saklanma ihtiyacın varsa, hala kendini okyanusta kaybetmemişsin demektir. Toplumunu bilen bir kimlik kazanman için, hâlihazırdaki kimliğini okyanusta kaybetmen şart. Dünya görüşümü değiştirmezsem, kendi merceğimle toplumumun durumunu değerlendiremem. Camlarım kirliyse, dünyayı da kirli görürüm. Kendini değiştirmen lazım! Çevrene, toplumuna yardım etmek istiyorsan, önce kendine yardım et/bak/çekidüzen ver… Ancak kendin değişirsen, toplumun sorunlarını anlar, çözüm üretebilirsin.

İbrahim a.s. kendi içinde hakiki tevhid’i tecrübe etmeseydi (arama sürecinden geçerek Rabbini bulma çabaları), halkının problemini teşhis edemezdi. Sarsılmaz hale gelmiş bir inanç ile halkına meydan okudu.

İbrahim’in ordusu yoktu yine de tarihte en azılı bilinen Nemrud’a karşı çıkabilmişti. Nemrud’un kim olduğu hiç önemli değil (Otorite oluşu önemli sadece). İbrahim’in kendi iç huzuru vardı, bu yüzden ona işkence edip, ateşe atmalarından hiç mi hiç etkilenmedi. “Beni dağ gibi alevlerin içine de atsalar, ben ‘Cennette’yim”. İşte İbrahim ruhu!

İç huzurun yoksa çevrene, toplumuna huzur getiremezsin.

3-Safa-Merve: Bunlar şeair, yani işaretlerdir. Mesela: Su yaratıcısının bir işaretidir; kendi başına su benim susuzluğumu gidermez. Aynı şekilde, koyun da bir işarettir ve onu kurban etmek, ondaki manaları okuma sürecidir.

Koyuna; Yaratıcımın “doyuran” olduğunun sembolü olarak bakmalıyım.

Hacda her bir kısım çok zahmetli ve ağırdır çünkü her anımız, attığımız her adım manalı olmalı. Mesela: Her Lebbeyk dediğinde, “Buradayım, senin davetini kabul ediyorum ve şimdi Sana geliyorum” manasına geliyor.

Her an Sahibinle, Yaradanınla diyalog halinde olmalısın. Bu şekilde ancak temizlenme sürecinde olabilirsin. İki nokta arasında giderken, Rabbinden bihaber ve uzak durumdaysan, bağlantı kurmamışsan, o süreçte temizlenme/arınma olmamış demektir.

Devamlı Rabb’in şuurunda olup, “kendime” dönmeyi, “kendi işime” bakmayı, aklımdan çıkarmamalıyım.

Bazıları Hacca ülkelerinin bayraklarıyla geliyor. Eğer insanları, milletlerine ve bazı ibadetleri farklı uygulamalarına göre yargılamaya başlarsan, temizlenmek yerine daha çok kirleniyorsun (günahlar).

Bu konular uyanıklık ister. Haccın gerçeğine uyanıp, zihinlerimizi temizlemeliyiz.

Her konseptin bir ritüel izdüşümü vardır. Manası bilinmeden yapılan şekli ibadetler/şeair, içi olmayan tohum gibidir.

İnsan hayatının neticesidir Hac.

Hacca gittikten sonra hayatımız, Hacca dönüşür.

Bu demektir ki her an Rabbinin huzurundasın, Onunla iletişimdesin. Geçmişte mazide O’nunla irtibatını ihmal etsen de, artık, boşa kürek çektiren eski tarzından uzak kalma kararı alıyorsun.

Yepyeni biri olmak için geçireceğin ameliyata hazır olacaksın. Düşün ki; yıllarca kullandığın sigaradan tıkanan, kirlenen ciğerlerinden ameliyat olup, onları temizlettin. Hiç bir daha sigaraya yaklaşır mıydın? Bir daha kirlenmemek için uzak dururdun, değil mi?
Arınmış bir kalple dönersen, hayatının her anı Kâbe olur, Arafat olur, Safa Merve olur vs. yani hayatın Hacca dönüşür.

Hac; insan hayatının hülasasıdır.

Geçmişini gözden geçirip, geleceğinde ne olacağına karar vermelisin.(Sözümden dönmemek için “bir daha gizli şirke girmek, eşyaya ulûhiyet vermek, eski bereketsiz, beyhude, harabe yaşantıma geri dönmek yok” tavrıyla, sebat edeceğim. ) 3-4 günlük Haccın, kalan ömrünün hem özeti, hem de niyetidir.

Yazar hakkında

Ali Mermer

Yorum yazın