Bir okuyucumuzdan şöyle bir soru geldi:
”Allahu Teala sıfatlarından, özellikle subutî sıfatlarından sonsuz olarak kullarına, yaratılmışlara verebilir mi?” Biraz ”kendinden büyük bir şey” veya ”başka bir ilah yaratabilir mi?” gibi paradoks, mantıksız sorulara benziyor. Böyle bir şeyin mümtenî, muhal olduğu aklen/naklen nasıl açıklanabilir?
Evet, soru sahibinin de farkında olduğu gibi sorunun yapısında bir problem var, fakat insan haklı olarak yine de tatmin edici bir cevap istiyor.
Böyle iyi niyetli arkadaşlarımızın soruları bana Kur’an’da Hz. İbrahim’in “Ey Rabbim bana ölüleri nasıl dirilttiğini gösterir misin?” sorusunun üzerine Allah’ın, “İnanmıyor musun?” yani şu kainatı Yaratan ve insanı da Yaratan olarak Benim bir ölüyü diriltemeyeceğimi mi düşünüyorsun?” demesini hatırlatıyor. Bunun üzerine Hz. İbrahim meşhur sözünü söylüyor: “Kalbimin tatmin olması için istiyorum”. Allah da Hz. İbrahim’in isteğini haklı görüp örnek olarak ne yapması gerektiğini anlatıyor. Herhalde anlaşılıyor ki bu soru da soruyu soran kardeşimizin kalbinin tatmin olması içindir. En azından ben öyle görüyorum.
Biliyorsunuz biz insanlar “Allah” deriz de neden Allah dediğimizin delillerini pek fazla düşünmeyiz. Genellilke evrene bakıp, çevremizdeki harika yaratıkları görüp “Mutlaka bunların bir Yaratıcısı olması gerekir” deriz haklı olarak. Ve bu Yaratıcıya dinimizde Allah denir. Doğru bir sonuçtur. Şimdi düşünelim, Allah dediğimiz, bu kainata varlık verendir. Kainatta hiçbir şey “Ben kendi kendime varlık verdim” diyemez. Neden? Çünkü maddenin böyle bir özelliği yok. Zaten kendisi var olsaydı, kendisini var etmesine ihtiyacı olmazdı. Kendisi yok ise, zaten kendisini bir var edene muhtaç olması gerekir. Yani, saçma bir iddiadır bu. “Nasıl olmuşsa olmuş, işte kendiliğinden var olmuş” demek masal anlatır gibi tamamen mantıksız, delilsiz bir iddiadan ibarettir. Bunu söyleyen insan inanmak istemiyor, bahane uyduruyor.
Kendisi var edilmeye muhtaç olan başkasını var edebilir mi? Hani, Türkçede bir söz vardır, “Kelin ilacı olsa önce kendi başına sürer,” diye. O takdirde ne diyoruz? Bu evrenin tümüne yok iken varlık veren bir Yaratıcı olması lazım ki evrenin bütününü, içindeki herbir şeyi de, o bütün içerisinde tam bir uyum sağlayacak şekilde hiç şaşmayan bir düzenlilikte yaratsın. Yaratıklarını da sürekli olarak yeni yeni şekillerde yaratmaya devam ediyor. Her bir şeyi yaratmaya devam ederken de tam bir düzenlilik içinde yaratıyor ki, hiçbir şey O’nun yaratmasının dışına çıkamaz.
Mesela biz ne yaparız? İnsan olarak bize diğer varlıklardan farklı olarak çok kabiliyetler verilmiş fakat biz bile bir şey yaratamayız. Bize bir seçme, yani irade özelliği verilmiş. Biz istediklerimizi yaratılışın düzenine uyarak tercih ederiz. Fakat sonucu yaratamayız. Mesela, tohumu toprağa atarız, sularız, sonra ürünün yaratılması için bekleriz. Tohumu biz yaratmadık. Tohumu, tohumdaki özelliklerle birlikte evrenin tümünü yaratan Allah yarattı. Suyu da biz yaratmadık, onu da şu özellikleriyle birlikte yaratandır Allah. Bizdeki görme, düşünme, konuşma, sevme, korkma, sevmeme gibi sayamayacağımız özelliklerimizle birlikte yaratıldık. Biz yalnız verilenleri kullanırız, o kadar. Bize göz verilmeseydi bir göz yaratamazdık. Bizim yaratılışımız da mükemmeldir. Bir kedinin yaratılışı da kedi olarak mükemmeldir.
Sözü uzattım. Maksadım “Allah” dediğimizde ne dediğimizi anlamak içindi. Şimdi “bu Allah, başka bir Allah’ı yaratamaz mı” sorusuna gelelim. Yaratabilir desek, dikkat edelim ne demiş oluruz? Yaratılmaya muhtaç bir “Allah” yaratıldı demiş olmaz mıyız? Hem yaratılmaya muhtaç ve hem de “Allah” yani sonsuz gücü, ilmi, iradesi… gibi sayılamayacak özellikleri olan bir Allah. Yaratılmaya muhtaç olan sonsuz olamaz ki? Sorunun çelişkisini net olarak ortaya çıkıyor. Hem yaratılmaya muhtaç ve hem de Yaratıcı!! Soru kendi içinde çelişkili bir sonuç çıkarır. Demek ki, soru mantıkî bir hatayı içeriyor. Yani soru değil, demagoji.
Aynı şekilde, Allah kendisinin kaldıramayacağı bir taşı yaratabilir mi? Yaratamaz desem, “Ahh, gördün mü Allah sonsuz gücü olan değilmiş” diyecek inanmamak için bahane arayan kişi. Bir bahane bulmuş gibi kendini kandıracak. Eğer yaratabilir desem, “Ahh gördün mü, demek ki gücü sınırlıymış, bu yarattığı taşı kendisi de kaldıramıyor.” Saçmalık nerede? Eğer bir taş yaratılmaya muhtaç ise, yaratıktır. Yaratık olan bir şeyin, Sonsuz olan Yaratıcısından daha büyük olması mümkün mü? Sonsuzdan daha büyük bir sayı düşünmek mümkün mü? Bu insanlar Yaratıcının, yaratıklar gibi sonlu olduğunu, yaratılmaya muhtaç olduğunu mu zannediyorlar da böyle saçma sorularla masum insanların kafasını karıştırıyorlar? Dertleri ne? Ne istiyorlar? Allah ile ne problemleri var ki de inanmamak için bahane arıyorlar? Kendileri bilir, insanlara hür irade verilmiştir. İstediklerini seçerler bu dünyada. Bir öğrenci üniversiteye gittiği zaman, orada kimse öğrencileri zorlamaz mutlaka derse gireceksin, hocanı dinleyeceksin, öğreneceksin, ödevlerini yapacaksın ve sınavlarda başarılı olacaksın, diye. Fakat teşvik ederler, sanki okul yönetimi yalvarır, hocalar sanki yalvarırlar, öğrettiklerimi mezun olduktan sonra kullanacaksınız, çok memnun olacaksınız diye. Sonunda eğer öğrenci bu tavsiyeleri tuttu ise, okuldan üstün derecede diploma alarak mezun olur. Eğer nankörlük yaptı, eğlenceyi tercih etti, derslere girmedi ise, okuldan diploma alamaz. Okul dönemi bittikten sonra da, yani ölünce de diplomasız kalırlar. Bilgisiz kalırlar, güzel bir işe giremezler, perişan olurlar.
Evet insan iradesi serbest seçim yapacak şekilde yaratılmış ki, doğru olanı arasın, bulsun, öğrensin, kendini geliştirsin, Yaratıcısını iyi tanısın ve Ona “Sen beni bir insan olarak yarattın. Bana bu kadar evreni verdin, güneşi, ayı, yıldızları, havayı, denizi, suyu, yiyecekleri, güzel veya çirkin ne varsa verdin, ben de bunlar içinde güzel olanları seçtim, faydalanabildiğim kadar faydalandım, beni böylece eğitip gelişmem için imkan verdin. Bu evren okulunda bir öğrenci gibiyim, mezun olunca benim öğrendiklerime göre bana yeni bir görev vereceksin, o yeni hayata hazırlanıyorum burada. Ey Rabbim, Sana çok teşekkür ederim, Senden memnunum.” İşte bir insana bu yakışır! Bu güzel evrenden faydalanıp da o evrene Varlık Vereni tanımayıp, nankörlük yapanlar da artık bu evren okulundan mezun olduktan sonra başlarının çaresine baksınlar. Rabbimiz bizi böyle bir nankörlüğe düşürmesin, dua edelim.
Eğer bir taş yaratılmaya muhtaç ise, yaratıktır. = Yani boyunduruk altına alınmış, yani Allah galip gelmiştir ve kendine muhtaç bırakmıştır. Büyük olsa ne fark eder.
Peygamberimizin (sav) cevabından sonraki en iyi ikinci cevap.