Mesela, bir çiçeğin başında durmaktır kâinatın en önemli işi. Durmak ve temaşaya dalmaktır. Temaşaya dalıp, “Maşaallah” demektir.
Öylesine önemlidir ki bu eylem, bu söz; çiçeğin melekleri bile nefeslerini tutarlar adeta, kendilerinden geçerler ve ağzımızdan çıkan bu sonsuz kıymetli sözü Mutlak Varlığın dergâhına taşırlar. O’nun sonsuz dergâhına ulaşan eylemlerdir kâinatın en önemli işi.
Bir elmadan bir ısırık alırken “Elhamdülillah” diyerek Mutlak Varlık’tan hoşnut olduğumuzu, O’nun sonsuz lütfunun farkında olduğumuzu ilan etmektir mesela kâinatın en önemli işi.
Hastalandığımızda “ah of” diye inlemek yerine “Ya Şafi” diye terennüm etmekten daha önemli hangi işi vardır insanın? Acılara bile hamd etmek, sabır göstermek, isyan etmemek değil midir Mutlak Varlığın bizden beklediği? Mutlak Varlığın bizden beklediklerini yapmaktır kâinatın en önemli işi.
Ölürken, “O’na kavuşuyorum” diyebilmekten daha önemli hangi işi, başarıya geride bırakabilir insan? Hayatı boyunca elde ettiği hangi başarı, hangi eylem bu cümleyi aşabilir?
Mesela, namaza başlarken “Allahuekber” demektir kâinatın en önemli işi. Mutlak Varlığın sonsuz kudret sahibi oluşunu tüm kâinata ilan etmek insana verilen ne onurlu bir görevdir. Yer gök bu kelimeyle heyecana gelir. Meleklerin selama durduğu sözleri söylemektir kâinatın en önemli işi.
Secdede O’na yakınlaşmaktır mesela… Şimdi ve hemen yapılabilecek bir eylemdir bu. Yıllarca mucizevî ve özel anlar beklemeye gerek yoktur. Hayatın anlamı, müphem bir gelecekteki başarılarda saklı değildir. Bugünün içinde var olan bir secdedir bizi sonsuz değerli kılan.
Kâinatın en önemli işi tekerliğin ya da elektriğin icadı değildir -O’nun adına yapıldıysa bunlar da önemlidir elbette-, kâinatın en önemli işi bir Fatiha okumaktır mesela. Âlemlerin Rabb’ine hamdolsun demekten daha büyük hangi söz, hangi eylem vardır? O’nu anmaktan, O’nu övmekten daha önemli hangi eylemi başarabilir insan?
Kâinatın En Önemli Varlığına selam yollamaktır kâinatın en önemli işi; Mutlak Varlık’tan O’na rahmet etmesini dilemek…
“Hayatım Rabbani bir mektuptur,” demektir mesela kâinatın en önemli işi. Varoluşumuz O’nu anlatan bir mektup gibi görmekten daha önemli hangi iş, hangi görev olabilir sahi?
Muhtaç bir kalbi O’nun sözleriyle teselli etmektir mesela kâinatın en önemli işi. Bu uğurda sevdiklerinden bile ayrı kalabilmek, her yeri O’nun mülkü kabul edip yaşayabilmektir.
Bir insanın maddi ve manevi ihtiyaçlarını O’nun adına karşılamaktır mesela kâinatın en önemli işi. Yalnız olmadığını, Mutlak Varlığın kendini düşündüğünü hissetmesine vesile olabilmektir.
Kâinatın en önemli iş bir bebeğe süt vermektir mesela. Süt verirken Mutlak Varlığın “Rezzak” olduğunu düşünmektir.
Mesela, bir tas çorba pişirmektir kâinatın en önemli işi. Bir sofraya bir tabak koymaktır. Sofradaki yiyeceklerin O’nun sonsuz hazinelerinden gelen numuneler olduğunu seyre dalmaktır kâinatın en önemli işi.
Yağmurda yürürken ıslanmaktır kâinatın en önemli işi. Rahmetle ıslandığımızı fark etmek, semada yeni yaratılmış bir yağmur damlasına gülümsemektir.
Dağınık mutfağı toplamak, bulaşıkları yıkamaktır mesela dünyanın en önemli işi. Bunları O’nun “Munazzım ve Kuddüs” isimlerinin tecellisine mazhar olmak için yapmaktır.
Elbette hayatın sıradan gibi görünen eylemleri yanında özel ve hususi anları da vardır. Bu özel anların kıymeti ancak günlük hallerimizi O’nunla bağlantılı yaşadıkça ortaya çıkar.
Bunlar ilk elde aklıma gelenler. Listeyi istediğimiz kadar çoğaltabiliriz, çoğaltmalıyız da. Ne zaman içime sanki her şey önemsiz, tüm eylemler sıradan gibi bir his otursa, bunlar gelir aklıma. Yeniden yeniye inşa edilir hayatın anlamı böylece.
Mustafa Ulusoy