Usûle Dair Hadis Okumaları Kainat ve İnsan Risale-i Nur Okumaları

İnsanlar Uykudadırlar, Ölünce Uyanırlar

İnsanlar Uykudadırlar, Ölünce Uyanırlar | Ha-Mim

“İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar” hadisi de genelde fiziki ölümden sonra insanın gözünün hakikate açılacağı ve hakikati net olarak göreceği şeklinde yorumlanır. Ama bu hadis de diğer birçok hadis gibi dünya-ahiret dualizmi dışında bu dünyadaki hayatımızı da kapsayacak şekilde anlaşılabilir.

Kısaca hadis diyor ki: “ne zaman kendinizi sıfırlar ve göz, kulak, his, şuur, ruh, maddi anlamda mal vs gibi sahip olduklarınızın kendinizden gelmediğinin bilincine ulaşırsınız (ne zaman ölürsünüz), o zaman gözünüz hakikate açılır ve eşyaya yaratıcısı adına ve O’nun özelliklerini tanıyacak şekilde bakmaya başlarsınız. Yani “ne zaman ölürseniz, o zaman uyanmışsınız demektir”. Bir başka açıdan, uyanmak için, yani eşyaya manay-ı harfiyle ve yaratıcısını tanımak üzere bakabilmek için “ölmek” gerekir.

Said Nursi buna reşha mesleği diyor.

Hadisi bu şekilde yorumlamazsak, yani hadiste bahsedilen ölümü sadece fiziki ölüm diye yorumlarsak (ki bir önceki cümledeki yorum bunu da içine alıyor), o zaman hadiste ifade edilen cümle, tasdik edemeyeceğimiz, bizi terbiye etmeyen, iman eğitimimiz, bu dünyadaki mahiyetimizi anlamamız ve yaratıcımızı tanımamız adına bize bir yöntem öğretmeyen hale düşer.

“Ölmeden önce ölünüz” hadisi de benzer bir gerçeğe parmak basıyor. Hatta bu hadis, yukarıdaki hadiste bahsi geçen “ölünce”  ifadesinin de bu dünyaya bakan yönüyle yorumlanması gerektiğini gösteriyor. Hakikate ulaşmak için ölmeden önce ölmek ve uykudan uyanmak gerekir.

Yazar hakkında

Abdullah Berâ

Bu köşede çeşitli platformlarda yapılan müzakereler sonucunda ortaya çıkmış bazı hakikatleri paylaşmaya çalışacağım. Bu hakikatlerin ortaya çıkmasında yorum ve eleştirileri ile büyük katkı sağlayan bütün hakikat yolcularına teşekkürü bir borç biliyorum. Yazılardaki eksiklikler hiç süphesiz bana aittir.

Yorum yazın

2 Yorum

  • Yukarıda anlatılan manaya aşağıdaki kısım tam oturuyor Elhamdülillah..    Evet nasılki hüşyar olan adam, yatmış olan adamın rü’yasını tabireder. Öyle de: Bazan uykuda olan bir adam, yanında uyanık olan konuşanların sözlerini işitiyor, fakat kendi âlem-i menamına tatbik eder bir tarzda mana veriyor, tabir ediyor. Öyle de: Ey gaflet ve felsefe uykusu içinde tenvim edilen insafsız adam!. Sırr-ı ﻣَﺎ ﺯَﺍﻍَ ﺍﻟْﺒَﺼَﺮُ ﻭَﻣَﺎﻃَﻐَﻰve ﺗَﻨَﺎﻡُ ﻋَﻴْﻨِﻰ ﻭَﻻ‌َ ﻳَﻨَﺎﻡُﻗَﻠْﺒِﻰhükmüne mazhar ve hakikî hüşyar ve yakzan olan zâtın gördüğünü sen kendi rü’yanda inkâr değil, tabir et. Evet uykuda bir adamı bir sinek ısırsa, müdhiş bir harbde yaralar alır gibi bir hakikat-ı nevmiye bazan telakki eder. Ondan sorulsa, “Hakikaten ben yaralandım. Bana top, tüfek atıldı.” diyecek. Yanında oturanlar onun uykusundaki ızdırabına gülüyorlar. İşte bu nevm-âlûd nazar-ı gaflet ve fikr-i felsefe, elbette hakaik-i nübüvvete mihenk olamazlar.Sözler(RNK) – 378