Kainat ve İnsan

Yolcu

Yolcu | Ha-Mim

YolcuInsan, su dunyada bir yolcudur deriz hep, duyariz da. Bir benzetme olan “yolcu” kelimesi, insanin haline yakistirilan su hal, tam olarak ne demeye geliyor acaba diye bu son hafta ciktigimiz yolculukta bana bazi seyler hatirlatti.

Bir yere gitmeden once, tatli bir telas ve hazirlik baslar. Gidilen yerin, uzunlugu ve zamanina gore de o hazirligin stili degisir. Cuma yola cikmadan once, sadece iki gunlugune bayram ziyaretine gidecegimiz mekan icin,yaklasik iki/uc gunluk bir hazirlik yaptigimi farkettim. Hediyeler, getirilecek malzemeler, yolda lazim olabilecek gidalar/icecekler vs.. Hersey inceden inceye dusunulmeliydi, malum yol hali. Ne olacagi belli mi olur? Arabaya valizleri tasirken, kendimde bir yorgunluk hissettim. Kimi agir, kimi hafifti. “Su iki gunluk yer icin getirdigimiz seylere bak, bir de yoruluyorum, ha?”dedim. Iste o anda bana bir hal geldi ve “Su dunyadan ayrilmadan once, gidecegim mekan icin neler yapiyorum? Su kisacik tatilde bile elim bos gitmemek icin ve birilerine ihtiyac duymamak icin hazirlik yaptim da,ki bu hazirligi yaparken de heyecan duydum, sevinc duydum, neden ebedi hayatima bakan yon ile esyaya muhatap olmak bana zor geliyor? Acaba gidecegim “yerden” emin mi degilim ne?” diye bir tefekkur haline surukledi beni ve hala da suruklemede…

Yola ciktik, bir kac saat oturarak gidecegiz. Biraz da yol calismalari, trafik de eklendi yolculugumuza. Sehir merkezlerine yaklastikca, trafik artik Istanbul trafigini de asmaya basladi. Sinirler ister istemez gerilmeye ve istedigimiz yere varmak icin sabirsizlanmaya basladik ama gidecegimiz yer icin hala icimizde sevinc ve heyecan devam ediyor, bir degisme yok. “Nerden cikti ki simdi bu ziyaret, evinde otursaydin ya?” dedirtmedi. Peki bana ne ogretti bu hal? Yolun mesakkatli olacagini bile bile niye hala yolculuga cikmayi seviyorum? Baska bir sey olmali beni bu hale sevk eden?

Yolculuk bitti –gecici sureligine ve misafirlik hali basladi. Gittigimiz yerde cok guzel karsilandik, sevildik, halimiz ve hatrimiz soruldu. Ozel yiyecekler hazirlanmis vaziyette midemiz ve gozumuz de ihmal edilmedi. Nereyi gosterirlerse orada geceyi gecirdik. Kalpleri kirmamaya, guzel kelimeler kullanmaya, edepli davranmaya azami dikkat gosterildi. Ufacik bir hatada, aninda ozur dilemeler ve helalliklar istendi. Kusurlar, muhabbete ve yakinliga vesile kilindi. Ancak bunca hos haletten sonra, insanda “evim evim guzel evim” hali uyanmaya baslayinca, “tadinda birakmak lazim..” diyerek, eve donus yolu basladi. Iste, tum yolculugun ve misafirligin yorgunlugundan sonra insan evine geldiginde “cennete” gelmis gibi sevinmeye basliyor, guzel anilari dahi olsa.

Bu dunya hayatindaki konumumu da buna benzettim. Yolculuk halinde bir misafirim… Arada sirada zahmetlerle karsilasiyorum, sinirlerim bozuluyor, seviniyorum, heyecan hali yasiyorum, guzel agirlaniyorum, iltifatlar isitiyorum bazen hakaretlerle beraber. Yogrulup duruyorum. Hepsi de bana birsey katiyor. Bu yolculukta elim bos cikmak hic mi hic istemiyorum. Ama sonra da “evim evim” diye aranmaya basliyorum. Iste, olum hakikatinin bir cephesi de bu sekilde gorundu bana. “Misafir oldugumu” unutmamak icin, olum hakikatleri ile de uyandiriliyorum, nasil mi? Evimi ozletecek haleti uyandiracak olaylari yarataraktan bu gordugum herseyin asil Mulk sahibi. Bu durumu tarif eden bir yer aklima geldi, 17.soz’de gecen,

“zîruhların en eşrefi ve şu bayramlarda kemiyet ve keyfiyet cihetiyle en ziyâde istifade eden insan, dünyaya pek çok meftun ve mübtelâ olduğu halde, dünyadan nefret ve âlem-i bekâya geçmek için, eser-i rahmet olarak, iştiyâkengîz bir hâlet verir. “

Oyleyse, yolculuga cikmaktan korkma, yeter ki “nereye varicagini ve kime kavusacagini” iyice benimse. Gerisi cok kolay olacak…

Yazar hakkında

Şeyma Nur

Kainatta ve kendinde olup biten olayları anlamak için, heyecanlı bir çocuk edasıyla gözlemleme ve araştırma gayesinde ve hayat tablosunu bu şekilde çizmeye çalışan aciz ve nazenin bir kul.

Yorum yazın