Kur'an Okumaları

İnsan Nedir?

İnsan Nedir? | Ha-Mim

Kendisi başka bir şeyin anlaşılması için var olan bir şeyin mahiyetini haddi zatinda ve tek başına anlamaya ve anlatmaya çalışmak o şeyi  muamma yani bilinmez yapar. Mesela ‘kilit’den bağı kopartılmış bir şekilde “anahtar”ın ne olduğu anlaşılamaz. Kilidin ne olduğunu hiç bilmeyen ve onu hayal bile edemeyen birine bir anahtarı verip bu nedir anlatır mısın denilirse cevap olarak anahtarın maddesinin tasvirini işitebilirsiniz ama anahtarın mahiyetini ondan dinleyemezsiniz. Hakeza sandık, ev, ve kapı gibi mefhumlardan habersiz şekilde yapılmaya çalışılacak kilit tanımları da eksik kalacaktır. Ve hatta cevher, hazine, güzellik, sanat ve kıymet gibi mefhumları anlamadan da kilidin ve kapının ne olduğu anlaşılmaz. Dolayısı ile cevher, hazine ve kıymet gibi kavramlardan bağımsız olarak anahtar anlatılırsa anahtar muamma olur.

Maddi vücudu kainattan toplandığı halde onu hakiki “insan” olmaya namzet yapan şuuru, aklı, ve hisleri ile kâinatı kolaçan eden insan öğrenen bir mahluktur ve öğrenmek ve bilmek için varedilmiştir, bilinmek için değil. Çünki kainattan insana şuur gitmiyor insandan kainata şuur gidiyor. Maddi vücuda giden eşyadan başka kainattan insana giden şeyler ancak verilerdir ki onu da şuur toplar. O yüzden insanın haddi zatinda bilinmesi bir gaye olarak merkeze alındığında insan bir muamma ve bir bilinmez olur.

Yalnız anahtara bakarak anahtar tanımı yapmak ve anahtarı o şekilde kullanmaya çalışmak kilidi de, kapıyı da cevheri de muamma olmağa mahkum edeceği için, insana haddi zatinda bakmak da kâinatı da kainattaki cevherleri de muamma yapar. Kainat muamma iken insanın muamma olduğu da önceden sabit olmuştu. O yüzden anahtar gibi insanın da onu insan yapan şuur, akıl ve idrak gibi yönleri itibarı ile oğrenmek için yaratılmış nisbi ve mümkin bir mahluk olduğunu görmeden ne insanın hakikati ne de eşyanın hakikati anlaşılabilir.

Esma-i hüsna kainattaki bütün verilerin ondan yansıdığı pek çok kapısı bulunan bir cevherler hazinesi, kainat bir kilitler ve kapılar silsilesi ve insan ise bu kilitleri açmak suretiyle hazineleri tanımaya namzet bir anahtarlar külçesidir.

 “Ve insanları yalnızca [Beni tanımaları ve] Bana kulluk etmeleri için yarattım” Zariyat 56

Yazar hakkında

Zübeyir Nişancı

Zübeyir Nişancı, İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesidir. Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden lisans, Hartford Seminary’den ise yüksek lisans derecesini aldı. Yüksek lisans eğitimi sırasında Hartford Institute Religion Research’da araştırma projelerinde çalıştı. Doktora eğitimini de Loyola University Chicago Sosyoloji bölümünde tamamladı.

Yorum yazın