Diğer

Mesnevi-i Nuriye, Zerre, 3.Ders

Mesnevi-i Nuriye, Zerre, 3.Ders | Ha-Mim

02/02/2013

Bu dersin ses kaydını dinlemek için tıklayın.

İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsan, hikmetle yapılmış bir masnûdur. Ve Sâniin gayet hakîm olduğuna, yaptığı vuzuh-u delâletle, sanki mücessem bir hikmet-i nakkaşedir. Tecessüd etmiş bir ilm-i muhtardır. İncimad etmiş bir kudret-i basîre olduğu gibi, öyle bir fiilin mahsulüdür ki, istidadı irade ettiği şeyi kendisine veriyor.

Öyle bir in’âm ve ihsanın kesîfidir ki, bütün hâcâtına vakıftır. Öyle bir kaderin tersim ettiği bir surettir ki, bünyesine lâzım ve münasip şeyleri bilir, bu malûmatla herşeyin mâliki olan Mâlikinden nasıl tegafül eder? Ve bütün cinayetlerini bilen, hâcâtını gören, vâveylâlarını işiten Semî, Basîr, Alîm, Mücîb olarak üstünde bir Rakîbin bulunmamasını nasıl tevehhüm edebilir?

http://www.erisale.com/#content.tr.5.237

Yazar hakkında

Ha-Mim

Yorum yazın

1 Yorum

  • İnsanın kendisini hariç tevehhü etmesi hakkında anladıklarım: Nefs-i Emmarenin bir özelliği rahatını terk etmek istemiyor, bu sebeple teklif altına girmemek için gaflet ediyor. Aynı nefs-i emmare  mevti düşünse, başkasına veriyor. Külfet ve hizmet makâmında nefsini unutmak, fakat ahz-ı ücret ve
    istifâde-i huzûzât makâmında nefsini düşünmek, şiddetle iltizam etmek,
    nefs-i emmârenin muktezâsıdır.Kendisini kolayca gaflete sevk eden bu nefs-i emmare sebebiyle, insan bir Allah’ın varlığını bilip kainatta isimlerinin tecellilerini görse bile “bu malümatla herşeyin maliki olan Malikinden tegafül” edip, Semi, Basir, Alim, Mücib olarak üstünde bir Rakibin olmasından gaflet ediyor. Sırf teklif altına girmemek için, zahmet çekmek istemediğinden, gaflet edip kendisini kainattaki faaliyetten hariç tevehhüm ediyor. Fakat üstad o yükün daha ağır olduğunu ifade edip “mülküllahın dairesine gir ki, rahat edesin.” diyor.