“Ve sana yakin gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”
Bu ayetteki yakin (kesin bilgi) kelimesini genelde mealler ölüm diye çevirmiş. Yani ölene kadar Rabbine ibadet et anlamı çıkıyor dolayısıyla. İnsanın ancak öldükten sonra yakine ulaşacağını düşünüyor anlaşıldığı kadarıya meal sahipleri. Ancak bu yorum mesela Hz. Ali’nin “perde-i gayb açılsaydı yakinim ziyadeleşmezdi” anlamındaki sözüne pek uymuyor.
“Ölene kadar ibadet et” manası doğru olmakla beraber sınırlı kalıyor. Ayetin ifade ettiği manalardan sadece birisi bu olabilir denilebilir herhalde.
Yakinin şöyle manaları varmış: Yakîn, sözlük mânâsıyla “tereddütsüz, şüphesiz ilim.” demektir. Daha geniş ve daha güzel bir başka tarif: “Birşeyi vakıa mutabık olarak itikad-ı sahih üzere şüphesiz bilmek.”
Ayetlerin tarihselleştirilmeden (Haşiye) yani icinde bulunduğumuz yılın bu gününde yaşayan bana hitap eder tarzda okunması meselesine sık sık vurgu yapıyoruz. Ama zaman zaman bazı ayet yorumlarında daha önce grupta geçtiği gibi ayetleri “gelecekleştirmemek” de gerekiyor galiba. Yani “bu ayet gelecekte olacak şu olaydan bahsediyor ve ben bunu şimdi göremem ve tasdik edemem” dememek gerekiyor. Gelecekteki bir olaydan bahsetmesini dışlamamakla birlikte bu ayetleri de şimdi yaşayan bize hitap eder tarzda okumalıyız.
Peki bu ayeti şimdi bize bakan yönüyle nasıl okuyabiliriz? Nasıl bir mesaj veriyor olabilir Cenab-ı Hak? Belki şöyle olabilir ama farklı düşünceleri olanları da bekleriz.
İbadet malum geniş anlamıyla yaratıcıyı isim ve sıfatlarıyla tanımak demek. Biz günlük her bir tecrübemizde ehadiyeti okuyarak yakine ulaşabiliriz. Bir çiçekte, sosyal bir ilişkide, bir tebessümde… İşte ayet diyor ki “olaylarla ilişkini üstünkörü kurma”. “Allah bu çiçeği ne güzel yaratmış” deyip geçme. Acele bir şekilde “Allah’ın merhameti şu annenin çocuğuna olan şefkatinde tecelli ediyor” deyip gitme. Yani “sana yakin (Allah’ın o olayda tecelli eden isim ve sıfatlarının bilgisi, ilmi ve bu ilmin kalbe inerek insanın duygularına mal olması) gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” Rab kelimesi kullanılıyor burada. Sana yakin gelinceye kadar Rabbinin Rububiyeti ile seni terbiye etmek için gönderdiği o olayı analiz et, duygularına sindir, kalbine indir.
Ne dersiniz?
Haşiye:
“Allah yolunda öldürülenler için ölü demeyin” başlıklı tartışmadan:
Önemli bir nokta: Hani hep deriz, Kuranı tarihselleştirmemek lazım. “Bu ayet bugün bana ne diyor” şeklinde yaklaşmamız lazım. Eğer Kuranı bizim belli bir halimize hitap edecek şekilde okursak aynı şekilde tarihselleştirmiş oluruz. Yani bu ayeti (2:155. A.B.) dün kaybettiğimiz bir eşyamız, ya da geçen hafta maruz kaldığımız bir hastalığa hitap edecek şekilde okursak yine tarihselliştirmiş oluruz. Tarihselleştirmemek demek her bir andaki bana hitap edecek şekilde okumam demektir.
Cevabınız için teşekkür ederim. Yazınızda Kuranın tarihselleşmemesi ile ilgili yaklaşımınız da çok doğru. Cenabı Hak uygulamak nasip etsin.