İbrahim, 14: 24-27′ de güzel sözün ne anlam ifade ettiğini açıklıyor Kur’an-ı Kerim.
Yukarıdaki ayetlerden birincisi geçenlerde bir Cuma hutbesinde geçmişti. Güzel sözün önemi gibi bir konuydu galiba. Birbirinize güzel şeyler söyleyin bağlamında geçmişti yanlış hatırlamıyorsam.
Burada sanıyorum anahtar kelime sema kelimesi. Yani bir şeyin, semasını o şeyin melekutiyeti, manay-ı harfi, yaratıcısını gösteren yönü olarak anlarsak, 24. ayette geçen güzel sözün manası daha net bir şekilde ortaya çıkıyor gibi… 25. ayette bahsi geçen meyve ise dolayısıyla esma-i ilahiyenin tecellileri ve marifetullahta ilerlemek denilebilir. Rabb (Terbiye eden) kelimesinin kullanılmasına da dikkat etmek gerekiyor.
26. ayette geçen kötü söz dolayısıyla şirki ifade eden şeyler.
Bunlara bağlı olarak 27. ayette iman etmenin ne demek olduğu da ortaya çıkıyor. İman etmek, “ben inandım” deyip geçiştirilecek bir şey değil, devamlı eşyanın melekutiyetini yani yaratıcısını gösteren yönünü okumak ile olacak bir şey. Zalimlerin şaşkınlık içinde kalması ise, eşyaya yaratıcıları adına bakmamaları ve şirk koşmaları nedeniyle (Şirk büyük bir zulümdür. Lokman, 31:13), eşyada gördükleri güzellikten, merhametten vs. ebediyyen mahrum kalacak olmalarını ifade ediyor.
Kısacası, esas güzel söz sohbetlerimizin marifetullah etrafında dönmesi demek.
Bizim güzel olduğunu düşündüğümüz bir sözün marifetullah boyutu yoksa bu dünyevi bir söz olabilir. 26. ayette geçtiği gibi…
Allah’u A’lem.