Sekine’yi ezbere, manalarını tefekkür etmeden okuyarak sıkıntılardan kurtulma beklentisi içerisinde olmak, sihirli bir değneğin dokunmasını beklemek anlamına gelmiyor mu sizce de?
“Şunu okursanız şöyle olur” şeklindeki rivayetleri hatırlarsınız. Bunlardan bir tanesi de Sekine Duası ile ilgili olandır. Sekine’nin 19 defa okunması tavsiye edilir. Çeşitli sıkıntılardan kurtulmak için okur insanlar bu duayı.
Bu gibi tavsiyelere genellikle yanlış bir şekilde uyulur. Yani o okunması tavsiye edilen parçadaki mesajların terbiyesine girmeden, sihirli bir değnek değmesi ve sıkıntılardan bu şekilde kurtulma beklentisi içerisindedir insanlar… Ezbere bir şekilde okunur da okunur bu dua.
Halbuki esas hedef, okunması tavsiye edilen ayetlerin, duanın tefekkür edilerek okunması ve o ayetlerin ve duanın terbiyesine girilmesidir. İnsanı, mesela sıkıntılardan kurtaracak olan şey bu tefekkür sonucunda ulaşacağı haldir. Bu hali yaratarak Yaratıcısı insanı sıkıntılardan kurtarır.
Bu gözle Sekine duasına bakacak olursak, Sekine’de geçen ayetlerin terbiyesine giren insanın sıkıntılarından nasıl kurtulacağı aşikar bir şekilde görülür:
Sekine bildiğimiz gibi ayet meallerinden oluşuyor. Aşağıda Arapça ve Türkçesini veriyorum.
1. Allah her sıkıntıdan sonra kolaylık lütfedecektir. (Talak, 65/7)
2. Bütün yüzler gerçek hayat sahibi, her şeyi ayakta tutan Allah’a baş eğmiştir. (Taha, 20/111)
3. Şüphesiz, Allah size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. (Hadid, 11/9)
4. Şüphesiz, Allah tövbeleri çok kabul edici ve kullarına çok merhamet edicidir. (Nisa, 4/16)
5. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. (Nisa, 2/23, 106)
6. Muhakkak ki, Allah her şeye gücü yettiği halde çok bağışlayıcıdır. (Nisa, 4/149)
7. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür. (Nisa, 4/58)
8. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilir ve her işi hikmetle yerine getirir. (Nisa, 4/11)
9. Muhakkak ki, Allah sizin üzerinizde gözeticidir ve her halinizi görür. (Nisa, 4/1)
10. Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık. (Fetih,48/1)
11. Ve Allah sana pek şerefli bir zaferle yardım etsin. (Fetih, 48/3)
12. Şüphesiz Allah’a tâbi olan topluluk gerçek gâliplerin tâ kendisidir. (Maide, 5/56)
13. Muhakkak ki Allah, azabında pek kuvvetlidir ve kudreti her şeye galip olandır. (Hud, 11/66)
14. Muhakkak ki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve her türlü övgüye lâyık olan ancak Allah’tır. (Lokman, 31/26)
15. Allah bana yeter. O’ndan başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. (Tevbe, 9/129)
16. Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. (Al-i İmran, 3/173)
17. En büyük korku olan kıyâmetin dehşeti onlara üzüntü vermez. (Enbiya, 21/103)
18. Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım isteriz. (Fatiha, 1/5)
19. Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. (Fatiha, 1/2; Enam, 6/45)
Yukarıdaki ayetlere dikkat edecek olursak, tefekkürle bu ayetlerde söylenilenleri kalbine indiren bir insan tabii ki sıkıntılardan kurtulur. Bu kurtulma, mutlaka maddi sıkıntının ortadan kalkması anlamında değildir.
Örnek olarak 1. cümledeki Talak, 65:7 ile ilgili bir yorum için HaMim’deki şu yazıya bakabilirsiniz.
3. cümle, Allah’ın bize karşı çok şefkatli ve çok merhametli olduğunu kesin bir şekilde kainatı ve kendimizi okuyacağımız bir tefekkür sonucunda anlamaya davet etmektedir bizi.
6. cümle Allah’ın ne kadar bağışlayıcı olduğunu tefekkür ve tasdik sürecine yönlendirmektedir bizi…
10. cümle, önceki cümlelerde davet edilen süreç sonucunda insanın ne kadar büyük bir fetih elde edeceğini, çok değerli hazinelerin kapılarının ona açılacağını haber vermekte ve bunu tasdik edebileceğimizi söylemektedir.
Buradaki her bir ayetin üzerinde tek tek durulması gerekir ama yazının meramı için sanıyorum bu kadarı yeterli.
Benzer şeyler bu tip bütün rivayetler (mesela Cevşen) için de söylenebilir.
Ezbere bir şekilde evrad-ı ezkar okumak kolaycılığa kaçmak demek ve nefsin de çoğu zaman hoşuna gidiyor… Öyle ya, o evradı okuyacak ve kolay yoldan kendini kurtaracak. Ve aynı zamanda kendi hakimiyetinden de taviz vermeyecek. Ayetlerin, duaların terbiyesine girmek ise zor iş. Büyük emek gerektiriyor. Çok kıymetli hedefler için gerekli çabanın büyük olması da Sünnetullah gereği…