Kur'an Okumaları Usûle Dair

İbadetimizin, Hayatımızın ve Ölümümüzün Allah İçin Olması Ne İfade Ediyor?

İbadetimizin, Hayatımızın ve Ölümümüzün Allah İçin Olması Ne İfade Ediyor? | Ha-Mim

Bir cuma hutbesinde imam şu ayetten bahsetti, ama ayeti dinlerken bende imamın anlattıklarından daha farklı çağrışımlar oldu.

En’âm, 6:162

Enam, 6_162

De ki: “Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.”

Zannediyorum bir şeyi Allah için yapma meselesi yanlış anlaşılıyor. Allah bizim yaptığımız hiç bir şeye muhtaç olmadığına göre Allah için yapılması gerektiği söylenen şeyler aslında Allah’ı tanımak için yapılması gereken ve tavsiye edilen şeyler olmalı.

Bu şekilde düşününce yukarıdaki meale bir parantez eklemek gerekiyor:

De ki: “Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah(‘ı tanımak) içindir.”

Bu durumda ayetin tamamı marifetullah ve tevhid eğitimini insanın dikkatine sunuyor ve “De ki” ifadesi ile bu tanımanın insanın hayatının her anına yayılması gerektiğini ya da yayılabileceğini ders veriyor. Ayetin tam anlamıyla marifetullah eğitiminden bahsetmesi, kullanılan “Âlemlerin Rabbi” kelimesi ile uyum içinde. Bütün kâinat Cenab-ı Hakk’ın Rububiyetinden (Rabliğinden, terbiye ediciliğinden) geliyor ve insanı terbiye etme amaçlı yaratılıyor.

Peki bu bakış açısıyla ölümümüzün Allah için olması nasıl oluyor? İnsan fiziken öldükten sonra tanıma işlemi bitiyor çünkü. Demek ki ayette kastedilen ölüm fiziken ölmek değil. İlk olarak insanın başına gelen sıkıntılar, musibetler, sevmediği haller. İkinci olarak insanın kendini sıfırlaması (ölmesi) ve kendisinde varolan hiç bir özelliğe sahip olmadığının şuuruna varması ki bu ölmeler insanı Rabbini tanımaya götürür. Bendeki ilim benden değil, O’ndan… Bendeki şefkat benden değil, O’ndan, ila ahir…

İlave olarak buradaki ölüm ifadesi kâinattaki diğer ölümleri de anlatıyor olabilir. Sevdiğim bir çiçek öldüğü anda onunla irtibatımın kesilmesi anlamında, o ilişkimin kesilmesi itibariyle “ben öldüm” de diyebilirim.

Aynı zamanda buradaki ölme ifadesi her bir an insanın ölmesi ve baştan yaratılması gerçeğine işaret ediyor olabilir. İnsanın bu gerçeğin (ölmelerin) farkına varması ile her bir an yaratılıyor olduğunun sonucuna ulaşması yine kendisini Rabbine ulaştıran bir süreç.

Ayetteki “ölüm” ifadesine verdiğimiz bu anlamlar “İnsanlar Uykudadırlar, Ölünce Uyanırlar” anlamındaki hadisle de uyum içerisinde değil mi?

Peki bir sonraki ayet yukarıda verilen anlamları destekliyor mu? Evet. Bir sonraki ayet yukarıdaki ayette anlatılan süreç sonucunda insanın ulaştığı sonucu anlatıyor:

En’âm, 6:163

Enam, 6_163

“O’nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.”

Bu ayetteki “emrolundu” ifadesi, bir önceki ayette ders verilen eğitime giren insanın net olarak (neredeyse insan için emir haline gelecek şekilde) bu ayette bahsedilen sonuca ulaşacağını gösteriyor.

Son olarak “ben müslümanların ilkiyim” ne demek?

Bu ifade bizim her bir an, yeniden, yaratıcımızı farklı isim ve sıfatlarıyla tanımamızı ya da tanımamız gerektiğini gösteriyor. Öyle ki, iman eğitimine giren bir insan, yaratıcısının isim ve sıfatlarını her an farklı ve daha ileri bir mertebedeki tecellileriyle ve farklı ve daha ileri bir boyutta tanıyacağı için, her bir an sanki “ben şimdi müslüman” oldum diyor. Ben geçmiş her bir anımı farklı bir “ben” olarak tanımlarsam ve 6:162’de bahsedilen süreci devamlı yaşarsam, bir sonraki anım bir önceki andan daha ilerde olacağı için diyebilirim ki “ben müslümanların (yani daha önce hakikate teslim olan benlerin) ilkiyim”. Çünkü şimdiki anım bir önceki anıma göre daha ilerde bir teslimiyet (ya da Rabbi tanımışlık yani marifetullah) mertebesinde.

Allah’u a’lem.

Yazar hakkında

Abdullah Berâ

Bu köşede çeşitli platformlarda yapılan müzakereler sonucunda ortaya çıkmış bazı hakikatleri paylaşmaya çalışacağım. Bu hakikatlerin ortaya çıkmasında yorum ve eleştirileri ile büyük katkı sağlayan bütün hakikat yolcularına teşekkürü bir borç biliyorum. Yazılardaki eksiklikler hiç süphesiz bana aittir.

Yorum yazın

1 Yorum

  • Zannediyorum bir şeyi Allah için yapma meselesi yanlış anlaşılıyor. Allah bizim yaptığımız hiç bir şeye muhtaç olmadığına göre Allah için yapılması gerektiği söylenen şeyler aslında Allah’ı tanımak için yapılması gereken ve tavsiye edilen şeyler.

    ​Bu bahsini ettiğin nokta​ bana başka bir ayeti hatırlattı:
    47:7 ​​ Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.
    ​Ayetteki Allah’a yardı​m edersiniz ifadesini her zaman Allah’ın dinine yardım edersiniz gibi açıklıyorlar​ — Allah’a yardım etmek​ abes olduğu için. Mamafih bunlar bana çok mantıklı gelmiyor. Allah’ın dinine yardım etmek veya Onun emrini yerine getirmek Allah’ın bize yardım etmesini neden gerektirsin? Yani arada bir menfaat ilişkisi var gibi oluyor; sen benim dinime yardım et, ben de sana kıyak geçeyim dermiş gibi duruyor.
    Buradaki Allah’a yardım etmek, belki senin dediğin gibi, yaratılıştaki bir kanun-i İlahiye işaret ediyor olabilir. Allah’a yardım et yani Allah’ın fıtratına koymuş olduğu özellikleri yaratılış amaçlarına göre kullan, o zaman insaniyetin rahat eder, ayakların yere başar, kendinden emin olursun, mutmain olursun, mutlu olursun, Allah’ın senin yanında olduğunun farkına varırsın vs gibi olsa gerek. Başka çağrıştırdığı manalar varsa aklına gelen, öğrenmek isterim.